Antibiyotiğin Zararları Nelerdir?

Antibiyotiğin zararları nelerdir? Günümüzde ilaç kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Antibiyotikler, statin ve opioid içerikli ilaçlar, antidepresanlar sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (CDC), doktor ziyaretlerinin yüzde 74’ünün ilaç tedavisi ile sonlandığını bildirmiştir. Sağlık hizmetlerinin bu denli ilaca odaklı olması insanlar tarafından fark edilmese de laboratuvarda oluşturulan bu ilaçlar hayatı gizlice ele geçirmiştir. {1*}

Kaiser Aile Vakfı yakın zamanda, 30 ila 49 yaşları arasındaki Amerikalıların yüzde 50’sinin, 50’li yaşlarındaki insanların yüzde 75’inin ve 65 yaş ve üzerindeki insanların yaklaşık yüzde 90’ının şu anda reçeteli ilaç kullandığını bildirmiştir. Daha da şaşırtıcı olan, 50’li yaşlarındaki insanların üçte biri – ve 65 yaş ve üzerindeki insanların yarısından fazlası – düzenli olarak günde dört veya daha fazla reçeteli ilaç almaktadır. {2*}

Günümüzde şifa artık ilaçlarda aranır hale geldi. İnsanlar doktorlardan reçete bekliyor, ilaç yazılmadığında ise kötü muamele gördüğünü, önemsenmediğini ve doktorların tanı koymada yetersiz olduğunu düşünmeye başlıyorlar.

Antibiyotikler buna trajik bir örnektir. Kronik öksürük veya kulak enfeksiyonu gibi rahatsızlıklarda doktor bu bakteri öldürücü ilaçlardan birini reçete edebilir. Hastalar da bu durumdan oldukça memnun kalabilir. Fakat bu rutin olarak reçete edilen antibiyotiklerin birçok rahatsızlığı tedavi etmede etkili olmadığı bilinir.

Antibiyotikler sanıldığından çok daha tehlikeli olabilir. Gastrointestinal sistemdeki milyarlarca sağlıklı bakteriyi – yiyecekleri sindirmeye, iltihapla savaşmaya, sağlıklı ruh halini ve bağışıklık sistemini korumaya yardımcı olmada hayati bir rol oynayan mikropları – yok ettikleri uzun zamandır bilinmektedir. Araştırmalar, çok sık antibiyotik almanın kanser riskini artırabildiğini göstermiştir.

Avrupa Kanser Dergisi’nde yayınlanan bir analizde, bir hastanın önceki yıl çok fazla antibiyotik tedavisi aldığı, buna bağlı olarak özofagus, mide, pankreas, akciğer, prostat ve meme kanseri riskinin çok yüksek olduğu fark edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki sağlık uzmanları, her yıl yaklaşık 260 milyon antibiyotik reçetesi yazmaktadır. Antibiyotiklerin kanser yapma riski az olsa da ilaçlar milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye atmaktadır. {3*} {4*}

Meme Kanserini Önleyen En İyi 11 Gıda

Antibiyotik Direnci Nedir?

Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezlerine (CDC) göre, hastalara yazılan milyonlarca reçetenin yüzde 30’u tamamen gereksizdir. Çünkü antibiyotiklere cevap vermeyen rahatsızlıklar için reçete edilmişlerdir. Vücut çoğu bakteriyel enfeksiyonla kendi başına savaşma yeteneğine sahiptir. Bundan dolayı yazılan ilaçların yüzde 90’ı gereksizdir. Geri kalan yüzde 10’luk durum için yan etkisi çok az olan bitkisel antimikrobiyaller kullanılabilir. {5*}

Antibiyotik direnci nedir? Gereksiz ilaç kullanımları kişinin sağlığına zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda antibiyotiğe dirençli, ölümcül mikrop türlerinin gelişmesine de katkıda bulunur. ABD’de her yıl en az iki milyon kişiye antibiyotiğe dirençli bakteriler bulaşmaktadır. Bu bakteriler en güçlü antibiyotiklere bile direnç kazandığı için her yıl 23.000 kişi hayatını kaybetmektedir. {6*} Antibiyotik direnci, bugün dünyanın karşı karşıya olduğu en ciddi halk sağlığı tehditlerinden biridir. Kişinin hayatını tehdit eden bir enfeksiyonu varsa, antibiyotik alması mantıklıdır. Diğer tüm durumlarda, Francis Bacon’un “Bazen çare hastalıktan daha kötüdür” sözü akla gelmelidir.

Antibiyotiğin Zararları Nelerdir?

Çok az insan sentetik hap kullanım risklerinin farkındadır. Hem reçeteli hem de reçetesiz satılan çoğu ilacın ve antibiyotiğin uzun süreli kullanımının ciddi besin öğesi eksikliklerine neden olduğu bilinir. Asidik reflü için rutin olarak reçete edilen proton pompa inhibitörleri, B12 vitamini ve C vitamini, demir, kalsiyum, magnezyum, çinko ve beta-karoten eksikliklerine sebep olabilir. Fakat insanlar bu durumun farkında olmadan bilinçsizce ilaç kullanmaya devam etmektedir. {7*} {8*}

Antibiyotiğin zararları nelerdir? Antibiyotikler ve diğer sentetik haplar, kalp hastalığı, kronik böbrek hastalığı ve gastrointestinal kanser hastalığına yakalanma ve bu hastalıktan dolayı ölüm riskini artırır. Aynı şekilde, yüksek tansiyon için verilen bazı idrar söktürücü ilaçlar vücuttaki kalsiyum, magnezyum, tiamin, çinko, potasyum, folat ve demiri tüketir. Bu besin öğeleri beynin, kalbin ve kasların sağlıklı çalışması için gereklidir.

Yaygın olarak kullanılan bu ilaç türleri, ciddi besin öğesi yetersizliklerine neden olabilen düzinelerce ilaç arasından yalnızca iki örnektir.

Yaygın olarak reçete edilen ilaçlar ve neden olabilecekleri besin eksiklikleri:

• Antiasitler: Pepcid, zantac, tums – Kalsiyum, folat, demir, fosfat, B12 vitamini, çinko
• Antibiyotikler: Penisilin, amoxicillin, tetrascyclines, cipro – Folat, B1 vitamini, B2, B6, B12 vitaminleri, kalsiyum, magnezyum, potasyum, çinko, sağlıklı iyi bakteriler
• Anti-anksiyete ilaçları: Valium, xanax – Kalsiyum, melatonin
• Anti-depresanlar: Cymbalta, lexapro, paxil, prozac, zoloft – Folat, B12 vitamini
• Anti-diyabetik ilaçlar: Metformin – Koenzim Q10, B12 vitamini, folat
• Anti-hipertansifler (Yüksek tansiyon ilaçları): Ace inhibitörleri, beta blokerler – CoQ10, potasyum, çinko, kalsiyum, magnezyum, B1 vitamini
• Anti-inflamatuar (İltihap önleyici ilaçlar): Prednison, hydrocortone, celestone – C vitamini, D vitamini, folat, kalsiyum, potasyum, selenyum, çinko
• Kontraseptifler (Gebelik önleyici ilaçlar): Norinyl, triphasil, yasmin – B2, B3, B6, B12 ve C vitaminleri, iyi bakteriler, magnezyum, çinko
• Östrojen: Estrace, premarin, prempro – Folat, magnezyum, B1, B2, B5, B6, B12 vitaminleri
• Nsaidler (Ağrı kesici ilaçlar): Aspirin, acetaminophen, motrin, ibuprofen – C vitamini, folat, glutatyon, demir, potasyum
• Statinler (Kolesterol İlaçları): Lipitor,crestor, zocor, mevacor – Koenzim Q10, kalsiyum, folat, demir, magnezyum, A vitamini, B12, D, E vitamini, K vitaminleri
• Tiroid İlaçları: Synthroid, levothyroxine, levoxyl – Kalsiyum, demir, fosfor

1800’lerde Kanadalı bir doktor olan Sir William Osler’ın dediği gibi, “İlaç alan kişi iki kez iyileşmelidir; bir kez hastalıktan ve bir kez ilaçtan.”