Reklam
Glütensiz

Glüten Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Çölyak Hastalığı Tehlikeli midir?

Reklam

Glüten hastalığı, buğday ve diğer tahıllardaki ana protein olan glütene karşı vücudun geliştirdiği alerjik bir reaksiyondur. Mide bulantısı ve ishal gibi birçok gastrointestinal (GI) hastalıklara neden olabilmektedir. Binlerce yıl boyunca tüketilen buğday, son yıllarda çölyak hastalığı ve glüten duyarlılığı gibi sağlık sorunlara neden olabilmektedir.

Eliminasyon Diyeti! 🍏 En Etkili Örnek Diyet Listesi İçin Youtube Videomuzu İzleyebilirsiniz.

Glütenin Neden Olduğu Sorunlar Nelerdir?

Glüten, sağlığı üç farklı şekilde etkileyebilmektedir. Görülen glüten sorunları şunlardır;

Reklam
  • Glüten alerjisi: Glüten proteinlerine karşı bağışıklık sisteminin tepki göstermesidir. Vücuda kalıcı bir zararı bulunmamaktadır.
  • Glüten intoleransı (Çölyak dışı glüten duyarlılığı): Glüten tüketilmesine bağlı olarak belirli semptomlara neden olmakta ancak bağışıklık sistemini önemli ölçüde etkilememektedir.
  • Çölyak hastalığı: Glüten tüketimine bağlı olarak ince bağırsaklar etkilenmekte ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olmaktadır.

Glüten alerjisi ve çölyak hastalığı bazı tıbbi testlerle tespit edilebilmektedir. Glüten duyarlılığının (intoleransının) tespit edilmesinde herhangi bir test yöntemi bulunmadığından teşhisi çok daha zor olmaktadır. Çölyak hastalığı testlerinin negatif çıkmasına rağmen glüten tüketiminden dolayı rahatsızlık çeken insanların, glüten duyarlılığı olduğu kabul edilmektedir.

Glüten Duyarlığının ve Çölyak Hastalığının Belirtileri

Glüten alerjisinin, glüten duyarlılığının ve çölyak hastalığının birçok belirtisi bulunmaktadır. Bu üç hastalık kabız, ishal, karın ağrısı, kusma, mide bulantısı gibi sorunlara neden olabilmektedir. Glüten duyarlılığı ve çölyak hastalığı ise glüten alerjisinden farklı olarak bazı semptomlara neden olabilmektedir. Bu semptomlar şunlardır;

Alerji ve duyarlılığın aksine çölyak hastalığı vücuda kalıcı hasarlar vermektedir. Bu hastalık, bağırsak bariyerini zedelemekte ve vücudu savunmasız bırakmaktadır. Ayrıca çölyak hastalığı, kronik iltihaplanmayı tetikleyerek diğer hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

Her üç durum için de ana tedavi yöntemi, glütenden uzak durmaktır.

Reklam

Bilinç Kararmasının Sebepleri ve 7 Doğal Tedavisi

Glüten İçeren Besinler Nelerdir?

Araştırmalar glütensiz olarak etiketlenen gıdaların bile çoğu zaman glüten içerdiğini göstermektedir. Yapılan bir araştırmaya göre, glütensiz olarak etiketlenen 5.624 gıdanın yüzde 32’sinde glüten tespit edilmiştir. {1*} Glütensiz pizzaların yüzde 53’ü ve glütensiz makarnaların yüzde 51’ i glüten içermektedir.

Dikkat edilmesi gereken önemli bir durum da glüten parçacıklarının tabaklara ve mutfak eşyalarına yapışabilmesidir. Başka insanların glüten içeren yemek yedikleri yerlerde çapraz bulaşma riskinden dolayı bu duruma dikkat edilmelidir.

Glüten, buğday ve tahıllar dışında birçok yiyecekte bulunabilmektedir. Bu yiyeceklerden bazıları şunlardır;

  • Bulyon
  • Ketçap ve hardal
  • Soya sosu
  • Hazır kahve
  • Bazı meyveler
  • Diş macunu
  • İlaçlar
  • Vitaminler

Glütenden duyarlılığında, bu besin maddesinden uzak durmak, bağırsakların iyileştirmek için yeterli olmamaktadır. Herhangi bir düzeyde glüten alerjisine sahip olmak, bağırsakların iç astarına zarar vererek bağışıklık sisteminde sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır. {2*}

Reklam

Önemli bir diğer alerjen madde ise dünyada yaygın olarak kullanılan, yabani ot öldürücü bir tarım ilacı olan glifosattır. Nohuttan lahanaya kadar birçok gıda maddesinin yetiştirilmesinde kullanılan glifosatın, glüten benzeri semptomlara neden olduğu bilinmektedir.

Çölyak Hastalığının Sebebi Gluten mi Yoksa Glifosat mı?

Araştırmacılar, yüksek glütenli bir diyetin bazı insanlarda, glütensiz bir diyetle karşılaştırıldığında GI semptomlarını, bağışıklık tepkilerini ve bağırsak iltihabını artırmadığını bulmuştur. {3*} Bu durum, bilim insanlarının buğday ürünlerinde sıklıkla kullanılan bir madde olan glifosatı incelemesine neden olmuştur.

Glifosattan kaynaklanan sorunlar, glüten hastalıklarına çok benzemektedir. {4*} Glifosat, çölyak hastalığı ve glüten duyarlılığı ile aynı etkileri göstermekte ve bağırsaktaki faydalı bakterileri öldürmektedir. {5*} Aynı zamanda sitokrom P450 enzimlerinin düzgün çalışmasını engellemekte ve vücuda zarar vermektedir.

Glifosatın P450 enzimlerini engelleyerek vücutta yarattığı olumsuz etkileri şöyledir:

  • Toksinleri temizlemeyi engellemek
  • Safra asitlerinin oluşmasını engellemek
  • Yağ asitlerini üretimi azaltmak
  • D vitamininin etkileştirilmesine engel olmak
  • A vitaminini kullanılabilir formlara ayrılmasını engellemek

Glifosat, bağırsak mikrobiyomundaki probiyotikleri yok ederek zararlı bakterilerin artmasına ve disbiyoz adı verilen bağırsak mikrobiyomu dengesizliğine neden olmaktadır. {6*}

Glüten ve Glifosatla Nasıl Mücadele Edilir?

Glüten ve glifosatla mücadele ederken üç temel adım oldukça önemlidir. Bu adımlarla glütenin ve glifosatın zararlı etkilerini en aza indirmek mümkündür. Tavsiye edilen üç temel adım şöyledir:

Birinci Adım: Detoksifiye Etmek

İyileştirme sürecini başlatmak için toksinleri vücuttan çıkartmak gerekmektedir. Vücut kendi kendini temizleyebiliyor olsa da bu süreçte yeterli olmamaktadır. Doğal detoksifiye uygulamak, iyileştirmeyi başlatmaktadır. Bazı doğal detoksifiye edici maddeler şunlardır;

  • Glisin maddesi, glifosat ile savaşarak, organlarda ve dokularda glifosatın depolanmasını önlemeye yardımcı olmaktadır. {7*} Ayrıca glisin, vücudun detoks sürecini hızlandıran ana antioksidan olan glutatyon düzeylerini de artırmaktadır. Kolajen glisin açısından zengindir.
  • İyot minerali, florür ve klorür gibi toksinlerin dokulardaki emilimini engellemektedir.{8*} Deniz yosunları, kullanılabilecek en iyi iyot kaynaklarıdır.
  • Bir deniz yosunu özü olan sodyum aljinat sayesinde toksinler güvenli bir şekilde vücuttan atılmaktadır.
  • Narenciye pektini, vücudun toksik yükünü azaltmak için tavsiye edilmektedir. {9*}

İkinci Adım: Onarmak

Glutenin ve glifosatın vücuttan atılmasından sonra iltihabı azaltmak ve bağırsaklardaki hasarı onarmak için bazı takviyeler şunlardır;

  • Omega-3 gibi yağ asitleri açısından zengin olan balık yağı, vücuttaki iltihabı azaltmaktadır. Ayrıca bağırsak bariyerini onarmaya yardımcı olmaktadır.
  • Narenciye pektini, bağırsak bariyerini iyileştirmeye ve onarmaya yardımcı olmaktadır. {10*}
  • Glisin, bağırsak astarındaki sorunları tedavi etmek için oldukça etkilidir. {12*}

Üçüncü Adım: Düzenlemek ve Canlandırmak

Vücudun onarılmasından sonra sıradaki adım bağırsak mikrobiyomunun dengelenmesidir. Bağırsak mikrobiyomunda faydalı bakterilerin artması, glütene karşı otoimmün ve alerjik tepkimelerin azalmasına yardımcı olmaktadır.

Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu, glüten ve glifosatın neden olduğu GI semptomlarının ortadan kalkmasına yardımcı olmaktadır. Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomunu şunlar sağlamaktadır;

  • Probiyotikler: Yararlı bakterileri beslemekte ve zararlı bakterileri ortadan kaldırmaya yardımcı olmaktadır. {12*} Ayrıca probiyotikler, bağırsak bariyerini koruyan ve onaran kısa zincirli yağ asitleri gibi birçok iyileştirici bileşikler üretmektedir.
  • Prebiyotikler: Prebiyotik iyi bakterileri beslemekte ve bağırsak için gerekli olan kısa zincirli yağ asitlerinin oluşumunu sağlamaktadır.
  • Narenciye pektini: Bağırsak mikrobiyomunda faydalı bakterilerin gelişmesini sağlamaktadır.
  • Sindirim enzimleri: Yiyecekleri, emilmesi kolay besinler olarak ayırmaya yardımcı olmaktadır. {13*} Küçük miktarlarda sindirim enzimi takviyesi yapmak, doğal enzim üretimini teşvik etmektedir. Çölyak hastalığı besin emilimini engelleyebileceğinden dolayı iyileşme sürecinde yardımcı olmaktadır.

Ortaya çıkan veriler, glüteni sindirmenin birçok insan için zor olduğunu göstermektedir. Ancak pestisitlerin korunmanın ve mikrobiyom sağlığını desteklemenin birçok yolu bulunmaktadır. GI bütünlüğünü ve mikrobiyom dengesini desteklemek ve korumak uzun vadede sağlıklı olmanın anahtarıdır.

Sağlıklı Sindirim Sistemi Nasıl Olur?

Kaynaklar

{1*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30920417/

{2*} https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5548243/

{3*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23648697/

{4*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24678255/

{5*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30249635/

{6*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29843725/

{7*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28337245/

{8*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30917615/

{9*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/18219211/

{10*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31683865/

{11*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12589194/

{12*} https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31434172/

{13*} https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4923703/

Reklam

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu